Tarak Motifi, genellikle El ve Göz motifleri ile birlikte işlenen ve yaşamla doğrudan bağlantılı olan Anadolu motiflerindendir. Genellikle evlilik, doğum, evin bereketi ve nazara karşı korunma ile ilişkilendirilir. Kadınların sosyal hayatını ve simgeleyen bu motif, Anadolu'da, kısmet ile de bağdaştırılır. İnsanların içindeki aile kurma arzusu ile birlikte vakti gelince kısmetini bulması Tarak Motifi ile temsil edilmiştir.
Tarak Motifi, benzeri motifler gibi Anadolu ve Türk-İslam kültüründe kutsal sayılan 5 ve en çok da 7 sayıları ya da bunların katları ile dokunan ve bir çubuklu gövdeye bağlanan formlar şeklinde dokunmuştur. Yeni evlenen geç kızlara “beşi bir yerde” takılması, beş sayısının nazardan koruduğuna inanılması, Kur'an'ın ilk suresi Fatihâ’nın 7 ayet oluşu, göğün 7 katlı yaratılmış olması gibi örneklerini çokça artırabileceğimiz rakamların kutsallık boyutu, Anadolu motiflerinde de kendisine yer bulmuştur. Bunlardan en öne çıkanları ise kem gözlere karşı da bir koruyucu ve manevi kalkan olarak görülen El, Göz ve Tarak Motifleridir.
Tarak Motifi, Özellikle gelinliklerde veya düğün hazırlıklarında sıkça kullanılır, çünkü evlilikle birlikte yeni bir yaşamın, düzenin, ahengin ve bakımın başladığını stilize eder. Bu motif, kadının güzelliğini öne çıkarır. O güzelliğe ziyan gelmesin diye Anadolu insanları Tarak Motifini halı ve kilimlerine dokumuş, süs eşyalarına ve kap kacaklarına işlemiştir. Genç kızlar en değerli eşyası olarak taraklarını birlikte bir aile kurmak istediklerini sevdiklerine hediye etmiştir.
Bütün bunlardan hareketle Tarak Motifi’nin aslında kız evlatlarını süsleyip bezeyip büyüten ve onun kısmetini ören bir anne, kardeşini gelişigüzel yaşamaktan koruyan, ona model olan ve onu şefkatle kollayan bir abla ve içindeki kırıkları alan, hayatına ahenk, dirilik, düzen, heyecan ve güzellik katan bir eş simgesi olduğu varsayımı da hiç yabana atılır olmayacaktır.
Bu nedenle her gün üzerinde yürüdüğümüz halılarımızda sükunetini koruyan Tarak Motifinin kutsal dişlerinde en az yaşamak olgusu kadar değerli bin bir acı, sevinç, hüzün, mutluluk, kaygı, beklenti ve arzu gizli olduğunu bilmek ona artık başka bir gözle bakmayı gerektirecektir.